14 Ocak 2015 Çarşamba

Portakallı Beyaz Çikolatalı Makaronlar

Merhaba,
 
Bir önceki postumda sevgili eşim için hazırladığım doğum günü pastasından bahsetmiştim. O pastanın dekorasyonunda kullanmak üzere bir set makaron hazırlamıştım. Bu yazımda da size o makaronlardan bahsedeceğim.
 
Temel makaron tarifim ile hazırlamış olduğum makaronları bu kez daha neşeli bir tema oluşturmak adına turuncu gıda boyası ile renklendirdim. Daha sonra turuncu boyalı bu makaronları portakallı beyaz çikolata ve portakal kabuklarıyla tatlandırmak geldi aklıma.
 

Yemek yaparken en sevdiğim şey, mutfağımda tamamen özgür olabilmem... Öyle ki işe hiçbir zaman " Bugün limonlu, sarı renkte, vanilya kreması kullanılmış makaronlar yapacağım" diyerek başlamıyorum. Sadece makaron yapmak için işe koyuluyorum ve ondan sonra anlık tercihlerimle süslüyorum makaronlarımı.
 
Gelelim herkesin pek beğendiği portakallı, beyaz çikolatalı makaron tarifime. Her zaman ki temel makaron tarifinden bir ölçü kullanarak öncelikle makaronlarımı hazırladım. Bu aşamada tek farklılık, temel makaron karışımının badem ununa çok çok turuncu gıda boyası ve yaklaşık bir tatlı kaşığı rendelenmiş portakal kabuğu ekledim. O kadar.



Krema olarak da çok ama çok basit bir tarif uyguladım. Bir paket beyaz çikolatayı benmari usulü erittikten sonra içerisine bir portakalın rendelenmiş kabuğunu ekledim. Hepsi bu.
 
Ardından iyice soğuduğundan emin olduğunuz makaronların içini bu dolgu ile doldurabilirsiniz.
 
Sevgiler,

12 Ocak 2015 Pazartesi

Makaronlu Doğum Günü Pastası

Merhaba,
 
Geçtiğimiz haftasonu bizim için arkadaş toplantıları ile yoğun bir haftasonuydu. Cumartesi günü Sevgili arkadaşımda yemek davetindeydik. Gerçekten çok güzel bir sofra hazırlamıştı. Buradan tekrar kendisine teşekkür ederim. Özellikle gecenin yıldızı Rus Pilavı oldukça lezzetliydi. Bu güzel davete ben de bir katkı koymak istedim. Doğum gününde iş nedeniyle seyahatte olduğu için sevgili eşimle ona bir doğum günü kutlaması yapamamıştık. Eşimin sevgili arkadaşlarıyla buluşacağımız bugün de biz de Selin'le konuşarak ona sürpriz bir doğum günü pastası sunmaya karar verdik.
 
 
 
Aslında uzun bir zamandır aklımda tasarlıyordum eşime yapacağım pastayı. Ancak şeker hamuru ile kaplanmış süslü püslü pastalar pek hoş görünseler de, şeker hamurunu hem çok lezzetsiz hem de çok sağlıksız bulduğum için daha çok iştah açan alıştığımız pasta görünümde bir pasta yapmak istedim. Ne yazik ki türkçe kaynaklar çok yetersiz. Bir kaç tane klasik pandispanya tarifi ile çok amatörce yapılmış pastalar var. Püf noktalarıyla detaylı bir tarif bulmakta zorlandım.
 
En sonunda Ree Drummond'un şurada görebileceğiniz tarifini bir kaç ufak değişiklikle kullanarak bir çikolatalı pandispanya hazırladım. Aslında bu pastanın bir kopyasını yapmak istiyordum ancak mevsiminde olmadığımız için çilek kullanmak istemedim. O nedenle krema ve pasta dolgusunu tamamen kendi hayal gücüme bıraktım.
 
İtiraf etmeliyim ki, bu muhteşem tarif sayesinde yumuşacık, biraz nemli, çok hafif ama buram buram kakao kokan ve az şekerli bir kek elde ettim.
 
İşte tarifi:
 
350 gr tereyağı
50 gr kakao yağı(eger yoksa onun yerine tereyağı kullanabilirsiniz)
7 yemek kaşığı kakao
4 yumurta
2 bardak toz şeker
2 bardak un
1 bardak süt-yoğurt karımı(Bardağın 3/4'ü yoğurt, 1/4' ü süt olacak şekilde)
1 çimdik tuz
1 paket kabartma tozu
vanilya
1 bardak kaynar su
1 çimdik krem tartar(kullanmanız şart değil)
 
 
Yapılışı : Bir tencere içerisinde tereyağ ve kakao yağı eritilip içerisine kakao eklenir. kakao iyice yedirildikten sonra 1 bardak kaynar su karışıma ilave edilir ve kaynayıncaya kadar karıştırılır. Kaynayınca hemen altı söndürülür.
 
Bir başka kapta yumurta ve süt yoğurt karışımı çırpılır.
 
Yine ayrı bir kap içerisinde un, şeker, tuz, kabartma tozu ve vanilya karıştırılır. Daha sonra bu un karışımına sıcak kakao/tereyağı karşımı karıştırılarak yavaş yavaş ilave edilir. Son olarak yumurta ve yoğurt kaşıma ilave edilir.
 
Bu aşamada bir öneri:
 
Eğer siz de benim gibi bu keki pasta yapmak için kullanacaksanız, yapmak istediğiniz pastanın katlarına göre 2-3 yada 4 ayrı kek kalıbına altına pişirme kağıdı sererek bölüştürüp o şekilde pişirebilirsiniz. Ben hazır kağıt kek kalıplarını kullandım. Kağıt oldukları için altlarına pişirme kağıdı sermemiştim ama ne yazık ki kekler kalıp kağıt olmasına rağmen yapıştı. O yüzden pişirme kağıdı şart.
 
170 C derece fırında 35 dakika kadar pişirilir.
 
 
Yukarıda da söylediğim gibi maalesef benim keklerim kalıba yapiştiğı için biraz dağıldılar ve pastayı kremasıyla bir araya getirirken başka bir destekleyiciye ihtiyaç duydum. O nedenle hiç hoşuma gitmese de mecburen pastanın çevresini kedi dili kapladım.
 
Pastanın dolgu kreması olarak da iki ayrı krema pişirdim. Birincisini daha önce de tarifini paylaştığım ( tarif için ) vanilyalı kremaya bir portakalın kabuğunu ve suyunu ekleyerek hazırladım. Diğer kremanın tarifi ise söyle:
 
1 paket krema
3 yemek kaşığı krem peynir
Bir avuç dolusu iç antep fıstığı
2 yemek kaşığı pudra şeker
40 gr kadar bitter çikolata
 
 
Yapılışı:
 
Krema, krem peynir ve şekeri krema kabarıp biraz katılaşıncaya kadar çırpıyoruz. Ardında bir kapta benmari usulü erittiğimiz çikolatanın içerisine kremayı katılıyoruz ve karışımı ateşe koyup bir kaç dakika pişiriyoruz. Ardından da son olarak fıstıklarımızı ilave ediyoruz.
 
Ben pastamın alt katınca vanilya kremasını, diğer katında ise çikolata kremasını kullandım. En sonunda pastanın üstünü yine aynı çikolata kreması ile kapladım ve en üste rendelenmiş beyaz çikolata serptim.
 
Yine pastanın süslemesi olarak, 6-7 adet portakallı makaron kullandım.
 
Son olarak pastanın herşeyini kendim hazırlamak istediğim için, üstündeki notu da uzun bir uğraştan  bulup kendi istediğim boyutlarda kalın bir kağıda çıktı alıp, yapıştırıcı yardımıyla kurdeleye yapıştırdım ve tavuk şiş çubuklarına düğüm atarak sabitledim. Benzer bir şey kullanmak ve bunun için çıktı almak isteyenler adres:
 
 
 
 
Eşime gerçekten güzel bir sürpriz oldu ve pastam da arkadaşlarımız tarafından beğenildi.
 
Bu arada keklerin kalıba yapışıp kırılmasına bağlı olarak mutfağım çok dağıldı bu nedenle çok fazla resim çekemedim. :(
 
Bugünlük de benden bu kadar.
 
 
Sevgiler....
 
 
 
 
 

31 Aralık 2014 Çarşamba

Yılbaşı Makaronları

Merhaba,
 
Bir önceki yazımda hazırladığımız hediyelik yılbaşı sepetlerinden bahsetmiştim. İşte o sepetler için özel olarak hazırladığım makaronları paylaşmak istedim sizinle.


Yılbaşı renklerine uygun olarak pişirdiğim bu makaronlarda bir kaç farklı aroma kullandım. Beyaz renkte olanları karamelli olarak hazırladım. Bunun içinde daha önce yılbaşı cupcakelerinde  tarifini paylaştığım vanilya kremasından yaptım bir ölçü. Oradaki tariften farklı olarak sadece kremayı ocaktan indirdikten sonra içerisine az miktarda karamel aroması koydum. Siz arzu ederseniz hiç vanilya kremasıyla uğraşmayıp, kendiniz karamel pişirip onu da dolgu malzemesi olarak kullanabilirsiniz. Ancak bu makaronların uzun süre dayanmasını istediğim için ben vanilya kreması kullandım.

 
Yeşil makaronlarımızı ise, yine renkleriyle uyumlu olacak şekilde, misket limonu aramosıyla doldurdum. Daha önce de limonlu makaronlar tarifimde paylaştığım limon kabuğu, limon suyu ve pudre şekeri ile aromalandırılmış kaymak ile doldurdum. Eğer makaronlarınızı hemen tüketmeyecek onun yerine bir süre bekletecekseniz benim size tavsiyem kesinlikle onları kaymak ile(istediğiniz aromayı ekleyebilirisiz. Benim favorim gül) doldurup bir süre buzdolabınızın derin dondurucu kısmında bekletmeniz. Bir gece bekletmek yeterli oluyor ama makaronlar yaklaşık bir ay derin dondurucu da bozulmadan bekleyebiliyorlar. Tüketmeden yaklaşık 15 dakika önce dışarıya çıkarırsanız da hemen çözülüyorlar.
 
 
 
Kırmızı makaronları aslında çilekli hazırlamayı düşünmüştüm ama dayanamayıp onları da yine güllü yaptım. Ayrıca bu güllü makaronları diğerlerinden farklı olarak oldukça küçük yapmaya çalıştım. Tek lokmalık tadımlık lezzetler olsunlar istedim. Ayrıca makaronu ilk defa tadacak olanlar için  ikramlık olarak da sunabileceğimi düşündüm.
 
 
Ve gelelim şeker hamuru ile yılbaşı temasından süslenmiş bu kokoş makaronlara. Bunları sevgili kuzenim Elif ve onun arkadaşı için yaptım. Kargo ile uzun yol gideceklerinden içlerinde çok sevdiğim ev yapımı dolgularımı kullanamadım. Daha sert ve dayanıklı olması adına bu sevimli makaronları muz aroması ile tatlandırdığım sütlü çikolata ile doldurdum.
 
Bu sevimli arkadaşlardan bir de kardan adam yaptım sevgili kuzenimin tatlı kızı Ayşe için... Ancak ne yazık ki ben yaptıktan sonra resmini çekmeyi unutmuşum. İnşallah onlar resmini çekerlerle sizlerle paylaşacağım.
 
Son olarak bu süslü makaronlar, instagram hesabımız aracılığla gerçekleştirdiğimiz yılbaşı sepeti çekilişi sonucu Çanakkale de yaşayan bir takipçimize de gönderildi. 
 
Tüm bunların dışında yılbaşı hediyelerim için bir kaç farklı makaron daha denedim. Ancak ne yazık ki bu gün yazmak için yeterince zamanım kalmadı. Artık ben de eve gidip yeni yılı karşılamak için hazırlanmalıyım! Ancak tariflerim en yakın zamanda sizlerle olacak.
 
Mutlu yıllar...
 
 
 

 
 

Yeni yıl hediyeleri ve makaron sepetleri

Merhaba,
 
Yeniyıl ruhu her yeri sarmışken biz de sevimli, güzel ve masum lezzetlerle doldurulmuş hediyelik sepetler hazırlamak istedik. Bildiğiniz üzere elimden geldiğince herşeyi evde yapmaya çalışıyorum. Hazırladığımız sepetler için birbirinden farklı bir kaç tarif deneme fırsatım oldu.
 
Öyle ki, ilk denemem meşhur İskoç kurabiyeleri Shortbread oldu. Eğer tarifi görmek isterseniz burayı tıklayabilirsiniz.
 
İkinci olarak, bol zencefil ve tarçınlı, Avrupalıların  meşhur "Gingerbread Man" yani "Zencefilli Kurabiye Adam" tarifini denedim. Birbirinden çok farklı bir çok farklı çok fazla tarif olunca ben de toplamda 3 farklı tarif denedim. Bu deneyimler sırasında keçiboynuzunu sevenlerin çok hoşuna gidecek bir kurabiye de yapmış oldum tesadüfen :) Hepsinin tarifini önümüzdeki gönlerde paylaşacağım.
 
Sepetleri tabi ki de yine Şuleceiğimle beraber ormandan topladığımız kozalaklar, kokinalar ve renkli kurdelelerle süsledik.


Hediyelik sepetlerimizin içini rengarenk makaronlar, ev yapımı Hindistan cevizli beyaz çikolata, yine ev yapımı pirinç patlaklı bitter çikolata, keçiboynuzu kurabiyeleri ve zencefilli tarçınlı kurabiyelerle doldurduk.


Bu sevimli hasır sepetleri hazırlarken, kış ve yılbaşı temasına uygun keçe sepetlerin içerisine ürünlerimizi yerleştirmenin de iyi bir fikir olabileceğini düşündük. Öyle ki, keçe sepetler rengarenk, sıcacık görüntüleriyle kendi başlarına bile çok güzel bir hediye olabiliyor.
 
Her ne kadar Şuleciğim keçe sepetleri yapma konusunda yapma konusunda istekli ve hevesli olsa da maalesef yılbaşına yeterli zamanımız kalmadığı için, sepetleri sevdiğimiz bir arkadaşımızın annesine sipariş verdik. Sağolsunlar,  kendileri de bize gerçekten çok sık, süslü püslü, herbiri birbirinden güzel sepetler yaptılar.


Ben dayanamayıp bir tanesini kendime hediye ettim :)

Sepetler için hazırladığım tüm tariflerde yakında bloğumda olacak.
 
 
 
 
Herkese mutlu, huzurlu, sağlıklı, hayırlı dualarımızın kabul olduğu, sevdiklerimizle beraber geçecek güzel bir yıl dilerim.
 
Sevgiyle kalın...







29 Aralık 2014 Pazartesi

Makaron Dilek Ağacı

Merhaba,
 
Dilek ağaçlarını çok seviyorum. Özel günler için hem anlamlı hem de şık bir hediye oluyorlar bence.
Doğum için hastane odası süslemesinde, doğum günlerinde ya da herhangi bir başka özel günde... Güzel dileklerin, umutların asılı olduğu, leziz makaronlarla donatılmış dilek ağacı...
 
Biz de çok sevdiğimiz, ancak kısa bir süre ile bizden ayrı kalmak durumunda olan bir arkadaşımız için hazırladık bu dilek ağacından...  Üzerine yeni yılla beraber tüm iyiliklerin kendisini bulmasını dileyerek...
 
Dileklerimiz kabul olsun diyerek yeşil yaptık makaronlarımızı. İçlerini ise renklerine uygun olarak naneli çikolata ile doldurduk.
 
Ben de sizlerle bu güzel, umut dolu, cıvıl cıvıl ağacımız paylaşmak istedim.
 
 

Sevgiler...

Konsantre Frambuaz Şurubu

Merhaba,
 
Daha önce bahsetmiştim orman meyvelerini ne kadar sevdiğimden... Ancak ne yazık ki yaşadığım yerde her sezon bulamayabiliyorum bu güzel aromatik meyveleri. Benim orman meyvelerine düşkünlüğümü bilen eşim geçen yıl, Balıkesir'in bir köyünden konsantre frambuaz suyu getirmişti bana. Lezzeti ve kokusu harikaydı gerçekten. Bütün yıl sulandırarak içecek olarak kullandığım gibi, yaptığım cheesecakelerde de sos olarak kullandım.
 
 
 
Ama ne yazık ki o güzel frambuaz şurubum bitti ve bende bu yıl yazdan dondurucumda kalan frambuazlarla kendim yapmaya karar verdim bu güzel şurubu. Çok aradım taradım ama istediğim gibi bir tarif bulamadım. Öyle olunca ben de göz kararı kendi tarifimi oluşturdum.
 
Malzemeler:
500 gr frambuaz
1 bardak toz şeker
yarım limonun suyu
 
Öncelikle reçel yapar gibi frambuazları toz şeker ve limon suyu ile iyice özlerini bırakana kadar pişiriyoruz. Reçel yapımından farklı olarak pişirme işlemine karşım hafifçe pelteleşene kadar devam ediyoruz. Yaklaşık 30 dk kadar. Ardından şurubumuzu bir süzgeçten geçirip frambuaz tohumlarını ayırıyoruz. Böylelikle pürüzsüz koyu renkli güzel bir sıvı elde etmiş oluyoruz. Ve şurubu ağzı açık bir kavanozda soğumaya bırakıyoruz. Hepsi bu kadar!
 
 
 
Artık marketten içerisinde ne olduğunu bilmediğiniz hazır meyve sularını almanıza gerek yok. İstediğiniz zaman 1/7 oranında frambuaz şurubuyla suyu karıştırarak harika bir içecek elde ediyorsunuz.
 
Bu tarifle ilgili olarak benim size tavsiyem, karışımı ateşten indirmeden önce şeker oranını kontrol etmeniz. Böylelikle belirttiğim şeker miktarı sizin için az ise, ilave yapabilir ve kısa bir süre daha kaynatabiliriz.
 
Son olarak, eğer şurubunuz soğuduktan sonra bile hala çok duru ise, tekrar kısa bir süre kaynatabilirsiniz.
 
Sevgiler...  

Çikolatalı badem şekeri

Merhaba,
 
Bir süredir evde uzun süre saklayabileceğim, çat kapı gelen misafire kahvenin yapında ikram edebileceğim badem şekerleri hazırlamak istiyordum. Sonunda bu hafta  sonu yapabildim bu çikolatalı bademleri.
 
 
 
Tabi ki badem şekerlerinin yapımında kendi yaptığım çikolatayı kullandım. Tarif için tık tık lütfen .
 
Badem şekerlerini yaparken kalıba dökmek üzere hazırladığım çikolatayı kalıp yerine kilitli poşete döküyoruz. Ardından da kabuğu soyulmuş tercihen tuzsuz bademleri koyuyoruz çikolata doldurduğumuz kilitli poşetin içine. Bademler iyice çikolata ile kaplandıktan sonra, bir miktar kakao ve çok ince pudra şekeri döktüğümüz bir tepsinin içerisine alıyoruz çikolataya bulanmış bademleri. Tepsiyi her iki yöne yavaş yavaş sallayarak bademlerin kakao ile kaplanmasını sağlıyoruz ve ardından serin bir yerde donmaya bırakıyoruz.
 



 
 
Ben şekillerinin düzgün olması için ekstra emek sarf etmedim ki zaten ev yapımı olan bu badem şekerlerinin böyle daha sevimli göründüklerini düşüyorum.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sevgiyle kalın.... 

Çikolata atölyesi

Merhaba,
 
Daha önce de yazmıştım hazır çikolataların içerisinde bulunan katkı maddelerinin beni tedirgin ettiğini... Bu nedenle mümkün olduğunca doğal beslenmeye çalışan biri olarak kendi çikolatamı kendim yapıyorum. Merak edenler daha önce paylaştığım tarifi  buradan   görebilirler.
 
 
 
Bu hafta sonu farklı bir çikolata tarifi denemek istedim ve her zaman yaptığım çikolatanın içerisine pirinç patlakları ilave ettim. Ortaya gerçekten çok hafif bir lezzet çıktı.
 
 
 
Bitter çikolata sevmeyenler benim çikolatalarımı biraz acı bulabiliyorlardı. Ancak bu pirinç patlağı bitter tadını çok güzel dengeledi. Denemenizi tavsiye ederim.
Yapmanız gereken tek şey kalıplara döktüğünüz çikolata donmaya başlamadan pirinç patlaklarını ilave etmek...
 
 
 
Sevgiyle kalın....

Gerçek Shortbread tarifi

Merhaba,
 
 

Uzun zaman sonra nihayet zaman bulabildim de yazıyorum. Yılbaşı yaklaştıkça yoğunluğum biraz arttı ve maalesef bloğa yeterince zaman ayıramadım.
 
Geçen hafta sonu benim için mutfakta yoğun bir mesai ile geçti. Her ne kadar bel fıtığının da etkisiyle bedensel olarak yorulsam da mutfakta, zihinsel olarak haftanın tüm yorgunluğundan arınıyorum.
 
 
 
Bir süredir denemek istediğim bir tarif vardı. Daha doğrusu İngiltere'de yaşarken, severek yediğim, tereyağlı, ağızda dağılan minik kurabiyeler vardı. İskoçların meşhur "Shortbread" kurabiyeleri. O zamanlar, Türkiye'ye gelip giderken de hediyelik olarak getirdiğim bu lezzetleri çok özlediğimi farkettim ve evde denemeye karar verdim.
 
Ancak İskoçya'da bu leziz kurabiyelerin onlarca farklı markası mevcut ve tecrübelerimden biliyorum ki, en lezzetli tarif Walker's markasınınki. Ben de o nedenle, uzun uğraşlar sonucu, aradım taradım ve gerçekten Walker's Shortbread'e en yakın tarifi buldum. Gerçekten de Walker's ile hemen hemen aynı lezzette bir kurabiye üretmeyi başardım.
 
 
 
 
Şimdi gelelim bu güzel tatların tarifine:
 
Shortbread'in en büyük özelliği çok az malzeme ile (tereyağı, pudra şekeri ve un)yapılıyor oluşu. Baştan belirtmek isterim ki çok hafif bir tarif beklemeyin. Tereyağın tadından hoşlanmayanlar, üzgünüm ama bu kurabiyeler size göre değil.
 
Ölçüler:
 
1 su bardağı küp küp doğranmış oda sıcaklığında tereyağı
1 su bardağı pudra şekeri
2 su bardağı un
 
 
Öncelikle oda sıcaklığında küp küp doğranmış tereyağı ve pudra şekerini mikser yardımıyla iyice karıştırıyoruz. Ardından unu eklerken elimizle yoğurarak hamuru biraraya getiriyoruz. Bu işlem biraz uzun sürebilir çünkü oldukça sert ve zor birleşen bir hamur elde edeceksiniz. Eğer bu aşamada çok zorlanırsanız, yani hamur iyice yoğurmanıza rağmen bir türlü bir araya gelmezse, 4 yemek kaşığı kadar süt kullanabilirsiniz.
 
Hamur birleşip homojen bir karışım oluşturduğu zaman, merdane yardımıyla unlayarak hamuru yaklaşık 1-1,5 cm(yaklaşık olarak serçe parmağınız) kalınlığında olacak şekilde açıyoruz ve bir bardak yardımıyla yuvarlak kurabiyeler kesiyoruz.
 
Yuvarlak şekil verdiğimiz kurabiyeleri, önce 10 dakika kadar 150 derece fırında ardından fırını 170 dereceye yükselterek 3-5 dakika daha(yani toplamda 15 dakika) pişiriyoruz.
 
Pişirme sırasında önemli olan nokta şu: kurabiyeler kızarmadan fırından çıkmalı. Yani bu kurabiyeler fırından çıktığında altın sarısı renkte olmalı, pembeleşmeleri beklenmeden fırından alınmalı.
 
Hepsi bu...
 
Bu enfes kurabiyeler hava almayan bir kap içerisinde yaklaşık 1 ay kadar tazeliğini koruyarak saklanabilir.
 


Arzu ederseniz yanında karamel sosla birlikte servis yapabilirsiniz. Ben Shortbread in kendi tadını çok sevdiğim için yalnız tüketmeyi tercih ediyorum. Ancak İngiltere'de karamel veya ahududu marmeladı ve tuzsuz krem peynir sürülerek de yeniliyor.
 
Bu sevimli İskoç kurabiyelerimi beğenmeniz umuduyla,
 
Sevgiler...





16 Aralık 2014 Salı

Yılbaşı Cupcakeleri

Merhaba,

Yılın en çok sevdiğim zamanları geldi. Kış! Hele bir de kar yağarsa değmeyin keyfime... Bembeyaz örtüyle kaplanmış bahçeyi, sıcacık koltuğumda oturup elimde bir fincan çayımla izlemenin keyfini bulamam hiç bir şeyde. 
 
Maalesef henüz tam anlamıyla bir kar yağmadı Ankara'ya ama dışarıdaki buz gibi hava, eve gidince aldığım o mis gibi sıcacık ev kokusu içimi mutlulukla doldurmaya yetiyor.
 
Geçen pazar günü evin tadını çıkartırken dışarıdaki süslemeleri farkettim. Yeniyılı müjdeleyen rengarenk ışıklar beni bir çocuk gibi neşelendirdi. Ben de sizlerle paylaşmak için bu güzel mevsime ve yılın bu ışıl ışıl zamanına uyumlu bir cupcake yapmak istedim ve kendimi mutfağıma kapattım:)




Genel olarak her türlü sebze meyveyi mevsiminde tüketmeye çalışıyorum elimden geldiğince. Bu nedenle keklerde kullanacağım malzemeleri de ona göre seçtim. Kış mevsimi benim için tarçın kokulu mutfaklar demek. Bir yandan limon-portakal kokusu da vazgeçemediğim lezzetlerden. O nedenle ben de hazırladığım keki iki parçaya bölüm, tatlandırma işlemini sonradan yaptım. Böylelikle tarçınlı cevizli ve portakallı kekler elde etmiş oldum. Her iki cupcake için de yoğun vanilya aromalı ev yapımı krema kullanmayı tercih ettim.
 
Ve gelelim keklerin tarifine,
 
Kek için malzemeler:
  • 1 bardak toz şeker
  • 3 yumurta
  • 1 bardak yoğurt(yarım limonun suyu ile karıştırılmış olarak)
  • 1 bardaktan daha az(yarım bardak ile bir bardak arasında) küçük doğranmış tereyağı
  • 3 bardak un
  • vanilya
  • kabartma tozu
  • tarçınlı cevizli için: bir şeker kaşığı toz tarçın ve yarım bardak dövülmüş iç ceviz
  • portakallı için: bir portakalın rendelenmiş kabuğu  
Herşeyden önce keki çırpmaya başlamadan önce yani , fırınımızı ayarlıyoruz. Her fırının özelliği kendine göre değişiyor ama ortalama olarak konuşursak yaklaşık 175 c derece ısıtmaya başlıyoruz fırını . Bazı fırınlar fazla ısınırken bazıları daha aza ısınabiliyor. O nedenle sıcaklıkları fırınınıza göre kendiniz ayarlayabilirsiniz.
 
Şimdi geçelim keklerimizin tarifine. Klasik kek yapar gibi yumurtaları önce şekerle çırpıyoruz. karışım iyice beyazladıktan sonra yoğurt, tereyağı, vanilya, kabartma tozu ve 3 bardak unu  yavaş yavaş karışıma yedire yedire ekliyoruz. Malzemeler iyice karıştıktan sonra, karışımı ikiye bölüyoruz ve bir kısmına tarçın, ceviz  diğer kısmına ise rendelenmiş portakal kabuklarını ekliyoruz. Arzu ederseniz portakal kabuklarını biraz irice bırakıp yerken ağza gelecek şekilde olmasını da sağlayabilirsiniz. Ben ince ince rendelemeyi tercih ettim.
 
Sıra geldi kek hamurunu kalıplara doldurmaya. Bu noktada dikkat etmeniz gereken konu şu. Klasik kalıpta pişirdiğimiz keklerden farklı olarak cupcakelerin fazlaca kabarıp, kalıp seviyesinin üstüne çıkmasını krema kullanmayı ve süslemeyi zorlaştıracağı için pek istemiyoruz. Bu nedenle her bir cupcake kalıbının yaklaşık olarak 1/3 ünü yani yarıdan daha azını dolduruyoruz kek hamuru ile ve 175 derece fırında yaklaşık olarak 35 dakika pişiyoruz.
 
Pişirme konusunda dikkat etmeniz gereken konu şu: her fırın birbirinden farklı olduğu için  bazen bu 35 dakika yeterli olmayabiliyor. Bu nedenle, kekleri fırından çıkartmadan önce bir kürdanı kekin ortasından içeri saplıyoruz ve dışarı çıkardığımızda kürdan tamamen temiz olmalı.



Kekler piştikten sonra onları soğumaları için dışarı alıyoruz ve bu sırada başlıyoruz kremalarımız yapmaya.
 
Vanilya kreması için malzemeler:
  • 1 su bardağı süt
  • 3-4 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 tepeleme yemek kaşığı mısır nişastası
  • 2 yumurtasının sarısı
  • vanilya
  • yarım paket çiğ krema
Yumurta sarıları şeker ve nişasta ile bir küçük tencerenin içinde bir çırpıcı yardımıyla(tencereyi ateşe koymadan önce) karıştırıyoruz. Malzemeler iyice karışınca, ocağı altına yakıyoruz ve koyu kıvamlı bir muhallebi oluşuncaya dek sürekli karıştırarak pişiriyoruz. (yaklaşık bir kaç dakika) ve ocaktan alır almaz içerisine sütü ve vanilyayı ekleyerek mikserle çırpıyoruz Hazırladığımız karışım biraz ılıyınca da kremayı ilave edip bir de o şekilde çırpıyoruz ve buz dolabında yaklaşık 1 saat soğumasını bekliyoruz.



Evetttttt, artık hazırladığımız krema cupcakelerimiz süslemeye hazır. Bundan sonrası sizin yaratıcılığınıza kalmış. Ben hazırladığım vanilya kremalı cupcakelerimi evde yaptığım ve yakında tarifini paylaşacağım çikolata kaplı badem şekerleri ve toz türk kahvesi ile süsledim. Seçim size ait!!!İstediğiniz lezzeti, görüntüyü, temayı oluşturabilirsiniz.
 
Sevgiler... 

12 Aralık 2014 Cuma

Sağlıklı ve lezzetli gün tarfileri

İş yerinde güzel bir grubumuz var kızlarla. Ancak malum işlerin yoğunluğu, günlük hayatın telaşları derken pek fazla zaman ayıramıyoruz birbirimize. Bazen haftalar oluyor görüşmeyeli aynı binada çalışmamıza rağmen.
 
Hal böyle olunca biz de hem düzenli görüşebilmek hem de işyeri dışında birbirimize keyifli zaman ayırabilmek adına gün yapmaya karar verdik.
 
Ve ilk günümüzü de biz de gerçekleştirdik. İlke defa güne katılmış oldum ben de:) Ama misafirlerim gelince sevinerek gördüm ki ben tek değilmişim meğer! Hepimiz ilk defa güne dahil oluyormuşuz. Bu yaşımıza kadar hep okul-iş-kariyer üçgeninde yaşadığımız için hepimiz açıkçası bize eğlenceli, komik ve bir o kadar da tatlı bir telaş verdi gün meselesi.
 
İlk ev sahibi olarak ikram menüsünü oluşturmak için biraz düşündüm. Klasik menülerden gitmek istemedim. Malum hepimiz mümkün olduğunca sağlıklı beslenmeye çalışan insanlarız... Böyle olunca ben de ikramlarımda elimden geldiğince sağlıklı bir menü oluşturmak istedim.
 
 
 
Bir Egeli olarak kendi bahçemizden getirdiğim enginarlardan güzel bir zeytinyağlı enginar yemeği pişirdim bir gün önceden. Merak edenler için tarifi yakında paylaşacağım.
 
Salata olarak zeytinyağlı limonlu deniz börülcesi ve Kıbrıslı Sevgili arkadaşım Selin'den öğrendiğim patatesli bulgur köfteleri yaptım. Bulgur köfteleri marulla servis ettim.
 
Ben genel olarak misafirlerime porsiyonluk veya tek lokmalık ikramlar vermeyi seviyorum. Böylelikle hem güzel bir sunum yakalayabiliyorum hem de servis daha kolay oluyor. Bu nedenle kırmızı köz biber kanepeler ile içi oyulmuş salatalıklara haydari doldurulmuş tek lokmalık lezzetler hazırladım. Bunlar gerçekten de çok beğenildi misafirlerim tarafından.
 
Hazırladığım bunca sağlıklı lezzetin yanına bir türk kızı olarak dayanamadım ve bir kıymalı börek yaptım. Bol süt ile ıslatarak  hazırladığım kıymalı börek lezzetli oldu. Tabii kalorisini saymazsak...
 
 
 
Son olarak tatlı olarak da yine daha hafif bir tatlı yapmayı tercih ettim. Bu nedenle muzlu magnolia puding yaptım. Ancak bir çok magnolia tarifinde maalesef ki 2 paket çiğ krema ve tereyağı kullanılıyor. Bu nedenle ben tarifi değiştirdim biraz.
 
Benim tarifim de işte böyle:
 
Malzemeler:
 
  • 1 litre süt
  • 1 küçük su bardağı toz şeker
  • 2 yumurtanın sarısı
  • 3 yemek kaşığı un
  • 3 yemek kaşığı mısır nişastası
  • 1 çay kaşığı vanilya
  • 1 paket krema
  • 4 muz
  • 1 paket bebe bisküvisi
Önce şeker, un, nişasta ve yumurta sarılarını bir çelik tencere içerisinde çırpıyoruz ve malzemeler birbirine karıştıktan sonra sütü ilave edip orta ateşte koyulaşıp bir muhallebi olana dek zaman zaman karıştırarak pişiriyoruz. Kaynamaya başlayınca ocaktan indirip içerisine bir paket kremayı ve vanilyayı ekleyip mikser ile içerisinde hiç pütür kalmayıncaya dek çırpıyoruz.
 
Bu arada başka bir yerde bebe bisküvilerini rondodan geçerek un haline getiriyoruz ve muzlarımızı dilimliyoruz.
 
Kupların içerisine önce bebe bisküvisinden bir kat seriyoruz ve kupun kenarlarına dilediğiniz şekilde muz dilimleri yerleştiriyoruz. Ardından bir kat muhallebiden döküyoruz ve sonra tekrar bebe bisküvisi koyuyoruz. Son olarak daha ince bir kat muhallebi daha koyup buz dolabında soğumaya bırakıyoruz.
 
 
 
Tarif bu kadar kolay. Tüm tarifi hazırlamak yaklaşık 30-35 dk sürüyor ve neticede çok şekerli olmayan, hafif ve çok leziz bir tatlı ortaya çıkıyor. Denemenizi tavsiye ederim.
 
Bu arada misafir ağırlamanın verdiği heyecanla sanırım, hazırladığım onca şeyin resmini çekmeyi düşünemedim maalesef. Ancak neyse ki Sevgili Eliz, birkaç kare de olsa fotoğraflamış masamı. Çok memnun oldum!
 
Sanırım fotoğraf çekimi konusunda kendimi geliştirmeliyim! 
 
Sevgiyle kalın....
 
 
 
 

Ev yapımı katkısız doğal "raw" çikolata

Merhaba,

Birçoğunuz gibi ben de çikolatayı çok seviyorum. Ancak marketlerde "organik" adı altında, normalin 5 katı fiyatına satılan çikolataların bile içinde birçok katkı maddesi var ne yazık ki... En masumunda bile soya lestini ve mısır şurubu kullanılıyor maalesef.

Hal böyle olunca, ben de evde kendi çikolatamı yapmaya karar verdim. Okudum, araştırdım, araştırdım ancak maalesef aradığım gibi bir tarif bulamadım. Ev yapımı çikolata denilince hemen akla marketten alınan çikolatayı benmari usulü eritip yeniden şekillendirmek ve tatlandırmak geliyor. Oysa ki benim istediğim bu değildi.
 
Uzun araştırmalar sonucu internet aracılığıyla iletişime geçtiğim bir çikolata ustası bana evde çikolata kullanmadan "çikolata" yapmanın imkansız olduğunu söyledi. Zira katkı maddesiz bir şekilde çikolata imal etmek imkansız-mış! Tabii ki bu bilgiler moralimi bozmaya yetmedi ve sonunda şu güzel tarife denk geldim.
 
İtiraf etmeliyim ki ilk denememde lezzeti tam tutturamadım ama bir sonraki denememde ufacık bir değişiklik yaptım tariften ve bence gayet lezzetli oldu.
 
Şimdi gelelim bu güzel tarife:
 
Malzemeler:
  • 4 yemek kaşığı yenilebilir katı kakao yağı ( Ben şu adresten internet üzerinden sipariş vererek aldım. Ancak Eminönü'nde pastacılık malzemeleri satan dükkanlardan veya büyük aktarlardan da bulunabiliyormuş.)
  • 2 yemek kaşığı toz kakao
  • 2 yemek kaşığı agave şurubu veya akçaağaç şurubu veya bal (En güzel lezzeti agave şurubu ile elde ediyorsunuz. (Onu da Şu adresten temin ettim)
  • 1 çimdik eğer mümkünse himalaya tuzu
Orijinal tarif bunlara ek olarak vanilya aroması da içeriyor. Ancak ben vanilya aromasını çok sevmedim çikolatalarımda. Bu nedenle ya hiçbir aroma koymuyorum ya da limon veya nane aroması ekliyorum.
 
Kakao yağı oda sıcaklığında katı formda bulunuyor tıpkı tereyağı gibi (hatta ondan daha sert) bu nedenle öncelikle kakao yağını benmari usulü eritiyoruz. Kakao yağı tamamen eridikten sonra, eritme işlemini yaptığımız kabı sıcak suyun üstünden alıyoruz. Yani kakao yağını artık daha fazla sıcağa maruz bırakmıyoruz. Çünkü fazla ısı kakao yağının yanmasına ve doğal olarak kötü bir koku oluşmasına neden oluyor.
 
Ardından eriyen kakao yağının içerisine toz kakao, agave ve tuzu ilave edip iyice karıştırıyoruz. Karıştırma işlemi tamamen pürüzsüz bir karışım oluşuncaya kadar devam etmeli.
 
Bu aşamada hızlı çalışmanızı öneririm zira kakao yağı hızlıca donmaya başlayacaktır.
 
Ardından bu pürüzsüz karışımı üstünü streç film ile kaplayıp buzdolabında dondurucuda değil, buzdolabı gözünde katılaşıncaya kadar bekletiyoruz. (yaklaşık 1 saat)
 
Çikolatayı direkt kalıplara döküp şekillendirmek yerine bu işlemi yapmamızın amacı Çikolatanın içerisinde lezzetlerin birbirine daha iyi karışmasını sağlamak ve elde edilen çikolataların daha parlak daha ışıl ışıl görünmesini sağlamak.
 
Çikolatamız iyice katılaştıktan sonra bir kez daha onu benmari usulü eritiyoruz ve kalıplarımıza döküyoruz.
 
Bu aşamada eğer çikolataları lezzetlendirmek isterseniz, antep fıstığı, badem, v.b. ilave edebilirsiniz kalıpların içerisine. Ben bu kez bir kalıbı antep fıstıklı diğer kalıbı bademli yaptım.
 
 
Belirtmek isterim ki, neticede tam bir bitter çikolata elde ediyorsunuz. O nedenle sütlü çikolataya alışkın olanlar tadını ilk başta değişik ve sert bulabilirler.
 
Ancak marketlerde bulmanın imkansız olduğu soya lestini, mısır şurubu, yapay şeker içermeyen, çocukların, hamilelerin güvenle tüketebileceği sağlıklı ve lezzetli çikolatalar elde etmiş oluyorsunuz.
 
 
En son çikolata yaptığım zaman bir kısmını da iş yerinde arkadaşlarımla paylaştım. Çikolatalar ne mutlu ki herkesten tam not aldı. Yaptıklarımın beğenilerek yenmesi en güzel mutluluklardan benim için...
 
 
Son olarak belirtmek isterim ki çikolatalarımı sevgili Mercan'cım fotoğrafladı ve beni çikolatalarmı paylaşmam konusunda çok teşvik etti. Kendisine de buradan ayrıca teşekkür etmek istedim.
 
Mercan'la beraber bu hafta çok güzel kalıplar aldık, önümüzdeki hafta yılbaşı konseptinde çikolatalar yapacağım. Onu da yazacağım inşallah.
 
Sevgiyle kalın... 
 
 
 
 

4 Aralık 2014 Perşembe

Antep Fıstıklı Makaron

Merhaba,

Bazı günleri sadece mutfağımda farklı tarifler deneyerek geçirmeyi seviyorum. Mutfak benim için adeta bir dinlenme alanı, bir hobi bahçesi... Öyle ki, çoğu zaman yaptıklarımı süslemek benim için yemekten önce geliyor. En çok sevdiğim nokta ise; özenle, aşkla süslediğim pastalarımın sevdiklerim tarafından beğenilerek yenilmesi...

İşte böyle bir 29 Ekim tatilini, kendimi aşkla mutfağıma adayarak geçirmeye karar verdim. Makaronlarda kullandığımız bademin yerine antep fıstığı kullanmayı düşünmüştüm. Bu şekilde denemeler yapanları da okudum biraz araştırınca.  Antep fıstığının çok yağlı olmasından dolayı makaronların eteklenmediğini öğrenmiş oldum. Okuduklarımdan yola çıkarak, normal tarifimde kullandığım badem oranını yarı yarıya olacak şekilde badem ve antep fıstığı olarak değiştirdim.

 
 
Sabırsızlıkla fırınladım fıstıklı makaronları
 
Pişirme sırasında yaklaşık 10. dakikada fırından görünüm.
Yaşasınnn!!! Makaronlar eteklenmeye başladı.
 
 
Baktım makaronlar güzel olacak, bu sefer başladım değişik bir dolgu malzemesi aramaya. İngilizlerin meşhur "Lemon Curd" dolgusunu yapmaya karar verdim. Böylelikle hem makaronlardan arta kalan yumurta sarıları da değerlenmiş olacaktı.
 

 
Lemon Curd için malzemeler:
  • 3 yumurtanın sarısı
  • 4-5 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 Limonun suyu ve rendelenmiş kabuğu
Yumurta sarılarını (yaklaşık olarak 3 adet) 4 yemek kaşığı şeker, bir limonun suyu ve kabukları ile karıştırarak benmari usulü ve hiç durmadan karıştırarak pişiriyoruz. Karışım zamanla koyulaşmaya başlayacak. Yaklaşık 15 dakika sonunda karışım iyice koyulaşacak ve jöle kıvamına ulaşacak.
 
 
 
Lemon Curd pişip, iyice soğuduktan sonra, makaronların içini doldurmaya hazır! Veee işte Lemon Curd'lu makaronlar hazır!!!!
 
 
Fark ettim ki, bu makaronlar derin dondurucu da bir gece hava almayan bir kap içinde bekletilince daha lezzetli oluyorlar. Tavsiye ederim biz çok sevdik.
 
 
Makaronların yarısını lemon curd ile doldurdum. Diğer yarısını ise muzlu bitter çikolata ile doldurdum. 
 
Muzlu Bitter Çikolata Dolgusu:
  • 100 gr benmari usulü eritilmiş bitter çikolata
  • 1/4 muz
  • Arzu ederseniz muz aroması
Çatalla iyice ezdiğimiz 1/4 muzu ve muz aromasını erittiğimiz çikolatanın içine ilave ediyoruz ve iyice karıştırıyoruz. Hepsi bu!
 
 
 

 
Sevgiyle kalın...
 
 
 
  
 
 

Ahududu Reçeli

Merhaba,
 
Sevgili kayınvalidemin bahçesi orman meyvelerini sevenler için bir cennet. Ahududu, böğürtlen, frambuaz! Hepsi birbirinden güzel... Ben de hepsini çok severim ama özellikle ahududuya bayılırım.
Kayınvalidem de bahçesindeki bu güzel, leziz ahududulardan toplayıp göndermiş bana.  Tabi yol uzun olduğu için bana ulaştıklarında epey sulanmışlardı. O nedenle onlarla reçel yapmaya karar verdim.
 
Ancak çok şekerli gıdaları her ne kadar çok sevsem de yememeye çalışıyorum. Özellikle kahvaltıya sağlıklı şeyler yemeğe özen gösteriyorum. Bu nedenle reçelde şeker yerine yarım ölçüden daha az bal kullandım.

 
Daha önce Fransa'da yediğim bir ahududu reçelinin içinde nane yaprakları kullanılmıştı. Ben lezzetini çok sevmiştim. Hafif ve hoş bir aroma katmıştı. O nedenle ben de bir parça nane kullandım.
 
 
Sonuç da işte böyle oldu !
 
 
Detaylı tarif isteyenlere:
  • Yaklasık 650 gr ahududu
  • 5-6 yemek kasığı çiçek balı
  •  (Daha tatlı seviyorsanız ilave yapabilirsiniz. Bu şekilde az şekerli oluyor)
  • İki dal nane 
  • 3-4 damla limon suyu
 Malzemelerin hepsini çelik tencerede yaklaşık 30dk kadar kaynattım. Soğuduktan sonra paketledim.
 
Hepsi bu!
 
 
Sonra da bu reçeli kullanarak çok az şekerli bir kek yaptım.
 
 
 
Afiyet Olsun!


Güllü Makaronlar

Merhaba,

Bir çok denemeden sonra sonunda makaron yapma konusunda başarıya ulaşınca, özel davetlerdeki hediyem sabitleşti sanırım. Artık bir çok arkadaşıma özel davetlerinde makaronlar yapıyorum. Daha önce sizlere Sevgili arkadaşım Şule'nin minik "Melek" inden bahsetmiştim. Hatta makaron yapma maceram onun doğduğu gün başlamıştı.( Hikayemi okumak isterseniz tık tık )

Zaman çok hızlı geçiyor, bizim minik "Meleğimiz"  de büyüdü ve annesi ona gerçekten çok güzel bir Diş Buğdayı düzenledi. Tabi teyze olarak ben de makaronlarımı eksik etmedim.

Günün temasına uygun şekilde uçuk pembe makaronlar hazırladım.


Genelde böyle günler için risk almayı sevmiyorum o nedenle çoğunlukla makaron kabuklarını en azından bir gün önceden hazır ederim. Ancak bu kez hasta olduğum için son dakikaya kaldı tüm hazırlıklar. Neyse ki Melek çok şanslıydı ve makaronlar sorunsuzca kabardı ve güzel güzel etekleri oldu.


Uzun zamandır benzer aromalarla hazırlamıştım makaronlarımı. Ya limon ya portakal. Ama bu kez daha farklı bir şey hazırlamak istedim.
 
 
Bu romantik renkli makaronlara bakınca aklıma ilk gelen onları gül aroması ile hazırlamak oldu. Birçok zaman tercih ettiğim, hem hazırlanması kolay hem de lezzetli kaymak dolgusunu seçtim yine. Yalnız bu kez kaymak dolgusunu limon kabukları ve limon suyu yerine gül suyu ve bir iki damla gül aroması ile tatlandırdım.
 
 
Gül aromalı makaronlarım herkes tarafından çok beğenildi. Yine çok şekerli olmayan hafif lezzet elde etmiş oldum. Tabi bu güzel makaronlardan bir kaç tane de geldiği zaman tadıp puanlaması için Sevgili Eşim'e de ayırmayı unutmadım.
 
 
Tariflerimi de yakında paylaşacağım.
 
Sevgiyle kalın...